Psikologların çalıştığı bir çok farklı sorun alanı bulunmakta ve bu sorunların başında cinsel sorunlar gelmektedir. Toplumsal değerler, cinsel sorunların mitleştirilmesi, cinsel sorunlara çözüm olmadığı tarzında ki yanlış cinsel inançlar, cinsel terapi yapan psikolog sayısının azlığı gibi bir çok nedenle vajinismus, erken boşalma, geç boşalma gibi birkaç seansta kolaylıkla çözülebilecek olan cinsel sorunlar uzun yıllar hatta bir ömür boyu tedavi edilmemektedir. Bu nedenle evliliğini sonlandıran, kavga eden eşler olduğu gibi kaliteli bir cinsel yaşamın ne olduğunu bilmeden, zevk alamadan ya da cinsellikten soğuyarak yaşamına devam eden çok sayıda kişi bulunmaktadır. Cinsel terapinin amacı; kişinin erken boşalma, geç boşalma, cinsel ilişkiye girememe (vajinusmus) vb sorunlarını çözmek ve çiftin cinsel yaşam kalitesini arttırmaktır.
Diğer taraftan internette cinsel gücü arttırdığını, penis büyüttüğünü iddia eden bir çok reklam bulunmaktadır. Yada kendisini cinsel terapist olarak tanıtan, NLP, hipnoz vb yöntemlerle cinsel sorunlara çözüm getirdiklerini iddia eden psikolog yada aile danışmanı olmayan, cinsel terapi eğitimi almamış bir çok kişi bulunmakta ve bu iş için faiş ücretler talep etmektedir.
Diğer taraftan sağlık alanında çalışan ancak bu alanda özel eğitimi olmayan birçok kişi bulunmaktadır. Örneğin Türkiye’de cinsellik denince akla ilk gelen isimlerden biri olan Haydar Dümen, pratisyen hekimdir, psikoloji ya da psikiyatri alanında herhangi bir eğitim almamıştır ve kendisi psikolog yada cinsel terapist değildir. Özetle birinin popüler olmasının, yada yalnızda psikolog yada psikiyatır olmasının cinsel terapi yapabileceği anlamına gelmediğini aklıda tutmak gereklidir. İzmirde psikolog ararken ya da cinsel bir danışman ararken bu noktalara mutlaka dikkat edilmeli hatta başvurduğunuz kişilere bu alanda özel bir eğitim alıp almadıklarını mutlaka sormanız önerilir.
CİNSEL SORUNLAR
Cinsel işlev; istek, uyarılma, orgazm ve çözülme olmak üzere dört evreden oluştuğu kabul edilmektedir: İstek: Cinsel döngünün en önemli evresidir. Diğer evrelerden farklı olarak doğrudan fiziksel uyarılmaya ihtiyaç duymaz. Cinsel istek partnerden bağımsız olarak tek başın günün herhangi zamanında kendiliğinden ortaya çıkabileceği gibi, bir insandan etkilenerek de ortaya çıkabilir. Uyarılma: Bedensel ya da psikojenik herhangi bir uyarılma sonucu ortaya çıkabilir. Verilen uyarı kişinin gereksinimini karşılayacak boyutta ise tepkinin yoğunluğu artış gösterir. Uyarılmanın kadında ilk belirtisi cinsel organda kabarma, erkekte uyarılmanın ilk belirtisi ereksiyondur. Uzun süren bir evredir. Orgazm: Alınan haz açısından en yoğun ancak süre olarak en kısa evredir. 0.8 milisaniyelik 3-4 ritmik sonrasında düzensiz kasılmaların izlediği haz içeren bir durumdur. Erkekte ejekülasyon, kadında ise perine ve vagina kaslarında ritmik kasılma ile oluşur. Orgazm sırasında erkekten meni adı verilen bir sıvı gelirken, kadınlarda artan bir gerilme halinin ardından gelen bir gevşeme, rahatlama meydana gelmektedir Çözülme: Cinsel eylemin sonlanması ile çözülme evresine girilir. Cinsel bölgelerde kan akımı normale döner. Kişilerin yaşadığı sorunlar genelde istek, uyarılma ve orgazm bölümlerindeki ortaya çıkan aksamalardan kaynaklanmaktır.
CİNSEL İŞLEV BOZUKLUKLARI
1-Cinsel istek bozukluğu:
A) Cinsel istek bozukluğu
B) Cinsel tiksinti bozukluğu
2-Uyarılma Bozukluğu:
Erkekte: Ereksiyon (sertleşme) bozukluğu
Kadında: Uyarılma bozukluğu
3-Orgazm bozukluğu:
Erkekte boşalma bozuklukları
a) Erken boşalma
b) Geç boşalma
Kadında orgazm bozukluğu
4-Ağrı Bozuklukları
A) Disparoni (cinsel ilişki sırasında ağrı-acı hissetme)
B) Vajinismus (kadında meydana gelen istemsiz kasılmalardan dolayı vajinal birleşmenin gerçekleşememesi.)
VAJİNUSMUS
Vajinismus, cinsel birleşme denendiğinde, vajinanın dış üçte birini çevreleyen kaslarda yineleyici ya da sürekli bir biçimde oluşan kasılmalar ve şiddetli acı nedeniyle cinsel birleşmenin gerçekleşememesi ya da ağrılı/sıkıntılı olarak gerçekleşmesidir. Bu kasılma istemsiz, yani kadının bilinçli kontrolü dışında gerçekleşen bir kasılmadır. Bu kasılmaya tüm bedendeki kasılmalar, bacakların kapanması, adeta bir kitlenme, korku, cinsel birleşmeden kaçınma, girişin olmayacağı inancı eşlik eder. Nadiren, cinsel birleşme olmaktadır ancak kasılma sürdüğünden, cinsel birleşme ağrılı ya da sıkıntılıdır (İncesu, 2004). Çiftler bu sorunu aşmak için alkol ya da madde kullanarak ilişkiye girmeyi denemek, vajinal bölgeyi uyuşturacak kremler kullanmak gibi yöntemlere başvurabilirler. Bu denemeler kişilere fiziksel zarar verebildiği düzelmeye dair umdu da azaltabilmektedir. Bunun yanı sıra vajinismus sorunu yaşayan kadının eşinde ereksiyon (sertleşme) sorunları da ortaya çıkabilmektedir. Vajinismus ortalama 3-5 seansta tedavi edilebilmekte ve çok yüksek başarı oranına ulaşılmaktadır.
ERKEN BOŞALMA
Erken boşalma, çok az bir cinsel uyarıyla bile kişinin istemesinden daha önce boşalması, diğer bir deyişle boşalmasını denetleyememesi, ya da istediği kadar erteleyememesidir. Tıbbi açıdan bakıldığında, erken boşalma, kişinin boşalma refleksi üzerinde istemli denetiminin bulunmaması, henüz öğrenilememiş olmasıdır. Süre asıl ölçüt olmamakla birlikte, birleşmeden önce boşalma ya da 1-3 dakikalık cinsel birleşme süresi kesin olarak erken boşalmadır. Erken boşalma oranı, yapılan çalışmalarda %20-30 arasında çıkmaktadır. Her 4-5 erkekten birinde erken boşalma sorunu vardır. Bütün toplumlarda, erkeklerde sık rastlanan bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır (İncesu, 2004). Erken boşalma sorunu ortalama 4-6 seansta tedavi edilebilmektedir.
Tedavi programına başlamadan önce cinsel işlev bozukluğunun organik kökeni olup olmadığının ayrıntılı olarak araştırılmalı. Bu açıdan, değerlendirme sürecinde üroloji, nöroloji, endokrinoloji gibi disiplinlerle işbirliği kurulması önemlidir.
Psikolojik değerlendirme süreçlerinde dikkat edilmesi gereken nokta var olan bozukluğun evlilik sorunlarına ikincil olarak gelişip gelişmediğidir. Eğer evlilik sorunu ön planda ise, cinsel işlev bozukluğu sorununa odaklaşmadan önce eşler aile terapisine alınmalıdırlar. Aile terapisinde yada aile danışmanlığında psikolojik destek ile ilerleme kaydeden çiftlerde cinsel işlev bozukluğu sorunları bazen kendiliğinden ortadan kalkabilmektedir. Evlilik içi sorunların cinsel işlev bozukluklarına ikincil olarak geliştiği durumlarda, tedaviye doğrudan başlanabilir. Ancak her cinsel tedavi programının temel ilkesi olan iletişim becerileri ve çift terapisi gibi yaklaşımların entegre edilmesi gereklidir. Bu, tedavinin etkinliğini arttırmaktadır. Cinsel terapi ve danışmanlık alacağınız kişinin bu konuda mutlaka özel bir eğitim almış olması gerekmektedir. İzmirde çalışan psikologların büyük bölümü aile terapisi yada cinsel terapi yaptığını söylemesine rağmen Bu konuda size yardımcı olacak kişilere nereden hangi eğitimi aldıklarını, mutlaka ve mutlaka sorunuz. Aksi taktirde, yaşadığınız sorunun daha da içinden çıkmaz hale getirebilirsiniz.
Not: bu sitede ve makalede anlatılanlar yalnızca genel bir bilgi için verilmiştir. Bu bilgilerden yola çıkarak teşhis koymak ya da tedaviden bahsetmek mümkün değilidir. Teşhiş için bir doktora başvurunuz.