Depresyon duygusal, zihinsel, davranışsal ve bedensel bazı belirtilerle kendisini gösteren bir durumdur. En dikkat çekici belirtisi çökkün ruh hali ile ilgi ve zevk almada belirgin azalmadır. Depresyondaki kişi duygusal açıdan mutsuz, karamsar ve ümitsizdir. Eskiden en severek yaptığı işler bile artık zevk vermez olmuştur. Kişi kendini hüzünlü ve yalnız hisseder. Kendisine ve çevresine ilgisi azalır. Yoğun suçluluk duyguları olabilir. Herkese yük olduğunu düşünüp gereksiz yere sorumluluklarını yerine getirmediğini düşünür. Genellikle iç sıkıntısı, daralma, huzursuzluk ile birliktedir. Bazen kendisinin tüm duygularını yitirmiş gibi hissedebilir. Depresyon zihinsel faaliyetlerimizi de engeller. En sık görülen belirtiler dikkatini toplayamama ve unutkanlıktır.
Depresyonun davranışlardaki etkisi enerji azalmasına bağlı hareketlerde yavaşlama, aşırı halsizlik şeklinde olur. Basit günlük işler bile kişi için bir yük olmaya başlar. Sosyal ilişkilerden kaçınır, yalnız kalmayı tercih eder, sorunlarını ve sıkıntılarını paylaşmaz. Cinsel ilgi ve isteğinde de belirgin azalma olur.
Bazı bedensel belirtilerde depresyonda ortaya çıkabilir. İştah da belirgin azalma kilo kaybı bazen tam tersi aşırı yeme eğilimi olabilir. Sık görülen belirtilerden biri de uykusuzluktur. Uykuya dalamama, uykunun sık sık bölünmesi veya sabah çok erken uyanma şeklinde sorunlar görülebilir. Bazı kişilerde aşırı uyuma eğilimi olabilir. Bu kişiler çok uyumalarına rağmen dinlenmiş olarak uyanmazlar. Baş, boyun sırt, eklem ağrıları, mide-bağırsak şikayetleri eşlik edebilir.
DEPRESYON TANI ÖLÇÜTLERİ (DSM-IV-TR’ye göre):
A-İki haftalık bir dönem sırasında, daha önceki işlevsellik düzeyinde bir değişiklik olması ile birlikte aşağıdaki semptomlardan beşinin (yada daha fazlasının) bulunmuş olması; semptomlardan en az birinin ya depressif duygudurum yada ilgi kaybı yada artık zevk alamama olması gerekir.
1-Hemen her gün, yaklaşık gün boyu süren depresif duygu durum,
Depresyonda ki kişilerde gün boyu devam eden bir çökkünlük, umutsuzluk ve mutsuzluk hissederler. Bu çökkün hissetme hali günün başında daha azken günün ilerleyen saatlerinde daha da artar. Yemek yemek, yürümek, duş almak, makyaj yapmak gibi rutin şeyleri dahi yapma isteği ortadan kalkabilir.
2- Hemen her gün, yaklaşık gün boyu süren, tüm etkinliklere karşı (yada çoğuna) ilgide belirgin azalma yada artık bunlardan eskisi gibi zevk alamama. Depresyonda ki kişiler daha eskiden zevk aldıkları şeylerden zevk alamaz hale gelirler. Sosyal olarak içene kapanıklıkla birlikte her zaman görüştüğü kişilerle görüşme konuşma gibi aktivitelerden uzaklaşabilirler.
3- Kilo alımı yada kilo kaybı, normalde yediklerinden daha fazla ya da daha az yemek yemeye başlarlar.
4- Hemen her gün, insomnia (uykusuzluk) yada hipersomnia (aşırı uyku) olması, özellikle yataktan çıkmama isteği, ya da yataktan çıktıktan sonra yeniden yatağa dönme isteği görülebilir. Kendilerini sanki enerjileri çekilmiş gibi hissederler.
5- Hemen her gün, psikomotor ajitasyon yada retardasyonun olması, günlük davranışlarında ya da okul iş gibi rutin aktivitelerde yavaşlama ya da gerileme yaşarlar. Başladıkları işi tamamlamakta güçlük çekerler.
6- Hemen her gün, yorgunluk-bitkinlik yada enerji kaybının olması, yaşadıklarını içinden hiç bir şey yapma isteğinin gelmemesi durumu olarak tanımlarlar
7- Hemen her gün, değersizlik, aşırı yada uygun olmayan suçluluk duygularının olması, kendilerini değersiz, yetersiz, sevilemez, çirkin, bakımsız ve beğenilmeyi hak etmeyen kişiler olarak tanımlayabilirler. Bunun yanı sıra geçmişlerinde yaşadıkalrı olaylara karşı kendilerini sıklıkla suçlar ve eleştirirler. Gelecekle ilgili bir belirsizlik ya da gelecek planlarının olmaması durumu söz konusu olabilir.
8- Hemen her gün, düşünme ya da düşüncelerini belirli bir konu üzerinde yoğunlaştırma yetisinin azalması ya da karasızlık. Bir işe, kitaba ya da konuya odaklanmakta güçlük çekme, dikkat dağınıklığı, okuduğunu anlamama, tekrara tekrar okuma, düşünmekte zorluk çekme gibi belirtiler sergilerler.
9- Yineleyen ölüm düşünceleri, yineleyen intihar etme düşünceleri ve intihar etmeye yönelik tasarılarının olması. Yoğun bir şekilde olama da intihar etmeyi düşünme yada intihar girişimleri olabilir.
10- kişiler kendileri, diğer insanlar ve dünya hakkında olumsuz düşüncelere sahiptirler. Yaşadıkları olayları geçmeyecek, kalıcı ve kendilerinden kaynaklı olarak değerlendirirler.
B- Bu semptomlar, klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya yada toplumsal-mesleki alanlarda yada önemli diğer işlevsellik alanlarında bozulmaya neden olması. Kişinin yaşadığı semptomlar iş okul gibi temel aktivitelerde zorlanmaya ya da aksamaya yol açabilir.
C- yukarıda ki belirtilerin en az 2 sini en az 2 yıl süre ile yaşayanlarda depresyonun hafif düzeyde ama uzun dönemli şekli olan distiminin varlığından söz edilir.
Tüm bu belirtiler en az iki hafta sürekli olarak devam eder. Kişinin mesleki, ailesel ve kendisi ile ilgili sorumluluklarını yapmasına engel olur.
Sözü edilen tüm bu belirtilerin hepsinin aynı anda olması gerekmez. Bazen depresyon bu belirtilerin bir kısmıyla kendisini gösterir. Ayrıca belirtiler hafif, orta, ağır şiddette olabilir ve belirtilerin şiddeti kişiden kişiye değişebilir.
Bunun yanı sıra bir çok psikolojik soruna ek olarak (örneğin; panik atak, sosyal fobi, cinsel işlev bozuklukları, evlilik sorunları, yakın birinin kaybı vb) depresyon ortaya çıkabilmektedir
DEPRESYON NEDENLERİ
Depresyonun nedenleri ile ilgili bir çok farklı teorik açıklama bulunmaktadır. Medikal açıklamalar beyindeki bazı nörokimyasal maddelerin (örneğin serotonin) düzensizliğinden kaynaklandığını öne sürmekte bu nedenle anti depresan ilaç önermektedirler.
Psikolojik açıklamalarda ise kişinin kendisi, diğer insanlar ve dünyadaki olaylar hakkında yapmış olduğu yanlış ve akılcı olmayan otomatik düşünce ara inanç ve temel şemalardan kaynaklandığını öne sürmektedir. Geçmişinde, özellikle çocukluğunda olumsuz yaşam olaylarıyla karşılaşmış ya da benlik saygısı (öz güveni) gelişmemiş ya da dünyayla başa çıkabilme becerisi yeterince gelişmemiş kişiler şimdi ki yaşamlarında olumsuz yaşam olaylarıyla karşılaştıklarında var olan sorunla baş edebilmekte güçlük çekmekte ve depresyona girmektedir. Basit bir benzetmeyle; oturduğunuz evin içi ne kadar güzel ve bakımlı olursa olsun evin temelleri sağlam değilse bir depremde bina yıkılacaktır. Bazlarının kolaylıkla aştığı ya da takmadıkları olayları eğer siz çok büyütüyorsanız ve bu yaşadığınız olay yaşamınız çok fazla etkiliyorsa depresyona yatkın bir kişiliğiniz olduğunu düşünebilirsiniz. Örneğin yakın birinin kaybında ( örneğin baba vefatında) ortalama altı aylık bir zamandan sonra kişinin acısının azalarak gerekir ancak aradan 6 aydan daha uzun bir süre geçmiş olmasına rağmen kişi hala neredeyse ilk gün ki gibi bir acı ve depresif duygu durumu yaşıyorsa kişinin zorluklarla baş edebilme becerisinin düşük ve geçmişinde benliğinin (ego( yeterli düzeyde gelişmediğini düşünebiliriz.
Herkesin depresyona girme nedeni birbirinden farklıdır. Ancak depresyona neden olan bazı genel durumlardan şöyledir;
Birinci dereceden ailenizde depresyon yaşamış bir birey varsa depresyona yatkınlığınız olduğunu düşünebilirsiniz.
Bir yakının kaybı, iş kaybı, şehir değiştirme
Sağlık problemleri özellikle kanser yada kronik bir sağlık sorun
Bazı ilaç veya uyuşturucuların kullanımı
Doğum yapmak
Aile, iş, okul sorunları
Stresli bir ortamda çalışmak
Maddi sorunlar.
Başka bir psikolojik sorununuzun olması (örneğin panik atak, sosyal fobi vb)
DEPRESYONDAN NASIL ÇIKILIR?
Kişiler çok farklı sebeplerden dolayı depresyona girebilirler. Depresyonun iki ana nedeni vardır; birincisi kişinin gündelik yaşamında var olan stres veri olaylar ikincisi ise kişinin geçmişine yaşadığı olumsuz deneyim ve yaşantılardır.
Herkesin depresyona girme nedeninin farklı olduğu gibi çıkma şeklide farklı olacaktır. Ancak şuan için dünyada depresyon tedavisinde kullanılan en başarılı tedavi yöntemi bilişsel davranışçı terapi yöntemidir. Bu yöntemde psikolog kişiye olumsuz otomatik düşüncelerin doğasını, bu düşünceleri nasıl yakalayacağını, nasıl çürütüp yerine daha işlevsel ve sağlıklı yeni düşünceler koyacağını öğretir. Bunun yanı sıra psikolog kişinin otomatik düşüncelerini besleyen onları ve ortaya çıkartan geçmiş yaşam olaylarını tespit ederek geçmişte yaşanmış Travmatik, olumsuz olaylar üzerinde çalışarak kişinin yaşadığı olumsuz durumların bu güne yansıyan etkilerini ortadan kaldırır. Bilişsel davranışçı terapinin temel amacı kişiye kendi psikoloğu olmayı öğretmektir. Kişi terapi de yaşadığı sorunlarla nasıl başa çıkacağını öğrenir ve terapi psikolojik destek sürecinde öğrendiği beceri ve yöntemlerle yaşamının geri kalan bölümünde ortaya çıkan diğer sorunlarla aktif bir şekilde baş edebilme becerisi kazanmış olur.
İzmirde çalışan çok sayıda psikolog bulunmaktadır. Bunun yanı sıra yaşadığınız sorunları NLP, hipnoz vb yöntemlerle çözebileceğini iddia eden çok sayıda alandan olmayan kişi bulunmaktadır. Depresyon tedavisi ya da yaşadığınız başka bir psikolojik sorun için destek alırken, gittiğiniz kişinin psikolog olup olmadığını mutlaka sorgulayın. Bir çok danışanın yaptığı şey arama motorlarına izmirde psikolog, ya da izmir’de psikolog arıyorum vb anahtar kelimeler girerek ilk gördükleri siteye girip sitede adı geçen kişiden randevu almak oluyor. Yaşadığınız sorun için başvurduğunuz kişinin mutlaka psikolog olması gerekmektedir. Ancak bu da yeterli olmamaktadır. 4 yıllık psikoloji lisans eğitimi alan kişilere psikolog ünvanı verilmektedir. Ancak psikolog ünvanına sahip kişiler psikoloji hakkında genel bir bilgi ve donananıma sahiptirler. terapi yapabilmek için psikoloji alanda yüksek lisans yapmak gerekmemektedir. Bu nedenle psikolojik destek alırken başvurduğunuz kişinin uzman psikolog olup olmadığına dikkat edilmesi gerekmektedir. Bu durum doktorlarda da aynıdır. Pratisyen hekim her konuda az bir bilgiye sahiptir. Ama ciddi bir sorun için pratisyen hekime değil uzman bir doktora başvurulur. Bu nedenle kalp, göz, psikiyatri gibi özel uzmanlık alanları vardır.
Depresyon ne şekilde ortaya çıkarsa çıksın depresyon tedavisi olan bir psikolojik problemdir. Birkaç seanslık psikolojik destek ve psikoterapi ile bu sorundan yaşam boyu kurtulma şansınız bulunmaktadır.
Eğer tedavi görmezseniz, uzun süre depresyonda kalabilirsiniz. Depresyon geri dönebilir ve daha kötü olabilir. Eğer gerekli yardımı alırsanız, birkaç hafta içinde iyileşmeye başlayabilirsiniz.
Ek olarak depresyon, panik atak, sosyal fobi, aile ve çift sorunları, cinsel sorunlar gibi diğer psikolojik sorunlarla birlikte de sıklıkla görülmektedir.
DEPRESYONLA BAŞ EDERKEN
Spor yapın spor vücudun zinde ve sağlıklı kalmasında yarar sağlar ve enerji düzeyinizi yükseltir.
Fazla yalnız kalmayın, arkadaşlarınızla, ailenizle zaman geçirin
İş, okul gibi alanlarda zorlandığınızda çevrenizden destek isteyin
Alkolden uzak durun
Yediklerinize dikkat edin
8 saatten fazla uyumayın, yataktan çıkmak için çaba gösterin
Sosyal aktiviteleri için kendinize fırsat yaratın
Problemlerle başa çıkmak için yeni ve daha iyi yollar öğrenin.
Mutlu olduğunuz zamanları hayal edin
Gelecek planları yapın.
Kişisel yardım kitapları okuyun (ama kişisel gelişim değil)
İzmir’de Uzman psikologtan destek alın.
Not: bu sitede ve makalede anlatılanlar yalnızca genel bir bilgi için verilmiştir. Bu bilgilerden yola çıkarak teşhis koymak ya da tedaviden bahsetmek mümkün değilidir. Teşhiş için bir doktora başvurunuz.