Özgüven (Benlik Saygısı) kişinin kendiyle ilgili yaptığı değerlendirme sonrasında kendinden memnun olup olmaması, kendini bedensel ve psikolojik olarak yeterli, güçlü, önemli, başarılı sağlam bulup bulmamasıyla, kendisini nasıl bulduğuyla ilgili bir kavramdır. Kişinin kendinden hoşnut olması benlik saygısının ve özgüvenin yüksek olduğunun göstergesidir. Kişinin sahip olduğu özgüven hem kendi iç dünyasında hem kişiler arası ilişkilerde hem de iş hayatında büyük önem taşır. Benlik saygısı (özgüven) kişinin diğer insanlarla nasıl ilişkiler kuracağını, ilişki içinde ki pozisyon ve gücünü belirlemede ki en önemli psikolojik özelliktir. Bir kişinin özgüveninin olmaması diye bir şey söz konusu değildir. Yalnızca düşük ve yüksek özgüvene sahip olmak olarak tanımlanan durum vardır.
ÖZGÜVEN DUYGUSU NASIL OLUŞUR?
Doğduğumuz andan itibaren bilinçli ya da bilinçsizce bazı davranışlar sergileriz ve her davranışımıza karşı çevrede ki insanlardan özellikle ailemiz tarafından geribildirimler alırız. Diğer insanlar bizim için birer ayna görevi görürler. Büyüme evresi boyunca çocuk, yaptığı her davranışa karşı çevreden aldığı tepkileri değerlendirir ve yaptığı şeyin ve iyi ya da kötü olduğuna dair bir sonuca ulaşır. Çocuk bir davranış sergiledikten sonra çevresinde ki insanlar ona gülümsüyorlarsa, takdir ediyorlarsa, saygı ve sevgi gösteriyorlarsa, yaptığı davranışı onaylayıp, beğeniyorlarsa çocuk iyi bir şey başardığını ve kendisinin iyi şeyler yapan ve başaran biri olduğu hissini yaşayacak, kendisinin değerli ve yeterli olduğuna dair bir inanç geliştirecektir. Ancak bunun aksine çocuk bir davranış sergilediğinde çevresinde ki insanlar ona sürekli kızıp, bağırıp eleştiriyorlarsa hatta çocuğu yaptığı şeyler için cezalandırıyorlarsa çocuk kötü, yetersiz biri olduğu hissine kapılacak ve kendisinin yetersiz beceriksiz hatta cezalandırılmayı hak eden biri olduğuna inanmaya başlayacaktır. Örneğin yaptığı resmi babasına gösterip ‘’baba bak resmim nasıl olmuş’’ diye soran bir çocuğa babasının çok güzel olmuş demesi durumunda çocuk başarılı ve yetenekli biri olduğunu düşünecektir. Ya da tam tersi güzel olmamış hatta abin senden daha güzel resim yapıyor şeklinde bir karşılaştırmaya maruz kalması durumunda çocuk kendini yetersiz ve diğerlerinden daha aşağı görecektir. Böyle durumların birçok kez tekrarlanması yoluyla çocuk kendini yetersiz görmeye başlayacak ve başka şeyler yapmaktan uzak durmaya duracak, yanlış yapma ve eleştirilme korkusuyla kendini değersiz hissettirecektir.
Çocukluk döneminde duygusal, cinsel ya da fiziksel olarak istismara uğrayan, duygusal ve fiziksel ihtiyaçları yeterli düzeyde giderilmeyen, ailesinin beklentileri yüksek olan, sık sık hastalanan ya da kronik sağlık sorunları yaşayan bireylerin benlik saygıları daha düşük olmaktadır.
Eleştirilen, yaptığı olumlu şeyler değersizleştirilen ya da görmezden gelinen, sık cezalandırılan, davranışları konusunda engellenen kişilerin özgüvenleri daha düşük olmaktadır.
Özgüven kişinin bir şeyler yapmaya çalışıp başarı duygusu yaşamasıyla gelişebilen bir durumdur. Bazı ebeveynler çocuklarına kötü davranmazlar ama aşırı koruyucu davranışlar sergileyerek her şeyi çocuğun yerine yapmaya kalkarlar. Kendi başına hiç bir şey yapmayan çocuğun, zorlukları aşıp başarma duygusunu yaşayamadığı için ya özgüveni daha az olacaktır ya da altı boş bir özgüven duygusu yaşayacaktır. Altı boş özgüven duygusuna sahip bireyler büyüyüp sosyal hayata ya da iş hayatına atıldıklarında ciddi anlamda zorluk yaşamakta ve çevrelerinden yoğun bir yardım istemektedirler. Bu tip durumlarda bağımlı kişilik özellikleri de sıkça gözlemlenmektedir.
İDEAL BENLİK ve GERÇEK BENLİK ARASINDA Kİ FARK
Herkesin kafasında (iç dünyasında) yarattığı ideal bir benlik ve diğerleri tarafından koşulsuzca sevilme isteği vardır. Büyüme sürecinde çocuk doğal haliyle davrandığında çevresinde ki kişilerin olumsuz tepki vermesi durumunda kendi doğal davranışından uzaklaşarak sevgi ve ilgi kazanmak için çevrenin istediği şekilde davranmaya başlar. Ancak bu durumda kişi kendi gerçek duygu, istek ve davranışlarını bastırdığı için ‘’ben olmayan’’ bir benlik yaratır. Ortaya konan (diğer insanlara gösterilen) benlikle, ideal benlik arasında ki fark büyüdükçe kişi mutsuzlaşır. Bu bireyler depresyona, sosyal fobi gibi kaygı bozukluklarına, daha yatkındırlar.
ÖZGÜVEN EKSİKLİĞİNİN BELİRTİLERİ
Karar almada zorlanma.
Sıkça başkalarına ihtiyaç duyma.
Kendi adlarına risk alamama.
İlişkilerde sınır koyamama.
Diğerleri tarafından kullanılma, hayır diyememe.
Sosyal ortamdan kaçınma, konuşma-sunum yapmaktan çekinme.
Fikrini söyleyememe, söylerse onaylanmayacağı ya da küçük düşeceğine inanma.
Utanç, suçluluk, sevilmeme hissi.
Eleştirilere karşı hassas olma.
Bazı depresyon belirtileri sergileme, karamsarlık.
İçe kapanma, asosyal olma.
Kendini yetersiz, başarısız, değersiz, beceriksiz olarak değerlendirme.
Fiziksel görünüşünü beğenmeme.
Olumlu başarılı yönlerini görmezden gelme.
Olaylardan çabuk ve yüksek düzeyde olumsuz etkilenme, hızla umutsuzluğa kapılma.
Diğer insanlar tarafında reddedileceğine, önemsenmediğine inanma.
Düşük beklentilere sahip olma.
ÖZGÜVEN EKSİKLİĞİ NASIL GİDERİLİR (ÖZGÜVEN EKSİKLİĞİ TEDAVİSİ)
Benlik saygısı bireyin kişilik yapısıyla doğrudan ilişki bir özellik olduğu için geliştirilmesi için uzman bir müdahale gerekmektedir. Gerçek anlamda özgüven eksikliğinizi gidermek istiyorsanız. Uzman bir psikologdan destek almanız gerekmektedir. Özgüven eksikliğini gidermek ya da özgüveninizi arttırmak için uygulanan bir çok farklı psikoterapi yöntemi bulunmaktadır. Bunlar arasında en öne çıkan iki terapi yaklaşımı bilişsel davranışçı psikoterapi ve dinamik yönelimli psikoterapidir.
Bilişsel davranışçı psikoterapide kişinin dünyayı, kendini ve diğer insanları algılayış şekli yeniden ele alınarak kişinin olaylara daha rasyonel bakması hedeflenir. Bu sürecin ardından kişinin bu gününü etkileyen algılarının geçmişte nasıl oluştuğu ele alınarak geçmiş yaşam olaylarına müdahale edilmesi yoluyla benlik kavramı yeniden yapılandırılır. Dinamik psikoterapi yönteminde ise kişinin geçmişten bugüne yansıyan deneyimleri, tekrar eden davranış ve olay döngüleri yeniden ele alınarak düzenlenir.
Bunun yanı sıra yaşam koçluğu, hipnoz, nlp gibi bilimsel temeli olmayan yöntemlerle özgüveninizi geliştirebileceğinizi yada daha yüksek özgüvenli biri olabileceğinizi söyleyen kişilerden uzak durmanızın önemli olduğunu belirtmek isterim.
Son olarak özgüveni arttırmanın en etkili ve gerçekçi yolu psikolojik destek ve psikoterapi olsa da bazı küçük öneriler bu konuda yardımcı olabilir.
Olumlu yanlarınızı keşfedin.
Hayatta başardığınız şeylerin listesini yapın.
Hayatta sizin için önemli olan şeyleri ve ulaşmak istediğiniz amaçları belirleyin ve ulaşma yollarını araştırın.
Olumsuz iç konuşmalarınızı yakalayın ve pozitifleriyle değiştirin.
Hedeflerinize ulaşmak için süreci küçük adımlara bölerek başlayın.
Görünüşünüze, giyiminize dikkat edin.
Unutmayın özgüveniniz arttıkça başarmayacaksınız, bir şeyler yaptıkça-başardıkça özgüveniniz artacak.
Dik bir oturuşunuz olsun.
Mükemmel olmaktan vazgeçin.
Hobiler ve yeni arkadaşlar edinin
Şikayetçi olmaktan ve kendinizi eleştirmekten vazgeçin.
Size yönelik olumlu geri bildirimleri kabul edin.
Sizi destekleyen kişilerle daha çok zaman geçirin
Psikolog Mehmet KILIÇ
Not: bu sitede ve makalede anlatılanlar yalnızca genel bir bilgi için verilmiştir. Bu bilgilerden yola çıkarak teşhis koymak ya da tedaviden bahsetmek mümkün değilidir. Teşhiş için bir doktora başvurunuz.